Almanya'da terör: yakma pişersin, kazma düşersin
- Essedullah Oğuz

- 27 Ağu 2024
- 2 dakikada okunur
23 Ağustos gecesi Almanya'nın Solingen kentinde meydana gelen bıçaklı saldırı, tüm ülkeyi yasa ve öfkeye boğarken, mültecilerle ilgili tartışmayı da yeniden alevlendirdi.
Muhalefet partileri, önlem olarak, bundan böyle ülkeye Suriyeli ve Afgan kökenli sığınmacı kabul edilmemesini istediler.
Federal hükümet henüz bir karara varmış değil, ama önümüzdeki dönemde göçmenlerle ilgili prosedürlerin daha da zorlaştırılacağını tahmin etmek zor olmasa gerek. Ne de olsa görünen köy kılavuz istemez.
Bizi burada esas ilgilendiren şey, terörün kaynağı ve nedeni. Almanya maalesef terör konusunda "bana dokunmayan yılan bin yaşasın" mantığıyla hareket eden bir ülke.
Bu yaklaşımın yanlışlığı birkaç kez acı tecrübelerle ortaya çıktığı halde, Almanya bu tavrını hiçbir zaman gözden geçirme gereği duymadı. Ve bugünlere gelindi.
Hatırlayın, PKK terörünün zirve yaptığı 1990'lı yıllarda Türkiye'nin terör örgütünün Almanya'daki faaliyetleriyle ilgili şikayetlerine yıllarca kulağını tıkayan Berlin, PKK sempatizanlarının Alman sokaklarını savaş alanına çevirmesinden sonra harekete geçmişti.
Ve Alman polisinin PKK yanlısı derneklere baskın düzenlemesiyle terör faaliyetleri kesilmişti. Böylece hem Almanya hem de Türkiye rahat bir nefes almıştı.
Almanya, terörün bir ucu kendisine dokununca önlem alan bir ülke. Ama bu sakat yaklaşım, zaman zaman Almanya'nın canını acıtıyor.
Nitekim cuma günü gerçekleşen son saldırı da bunun bir sonucu.
Şöyle ki, Almanya, Gazze'deki soykırımı başından beri destekliyor. Üstelik bu, sadece sözle sınırlı bir destek de değil; aksine silah, mühimmat ve nakit yardımını da kapsıyor.
Dolayısıyla, Gazze'de öldürülen her sivilden, bombalarla parçalanan her bebekten Yahudi terör devleti kadar Almanya da sorumlu.
Sıradan adi cinayet suçlarında bile fail kadar azmettirici de kusurlu ve sorumlu sayılıyor. Oysa Gazze'de işlenen suçlar, tam anlamıyla bir soykırım. Soykırım da bir insanlık suçudur.
Şansölye Scholz'dan AB Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen'e kadar tüm Alman liderleri ve politikacıları ta başından beri İsrail'in yanında yer aldılar ve soykırımı maddi ve manevi olarak desteklediler.
Almanya'nın bu tutumu, bu ülkede yaşayan milyonlarca Müslümanı derinden yaraladığı gibi büyük bir öfkeye de yol açtı. Kalplerde biriken öfke de son saldırıda olduğu gibi zaman zaman eyleme dönüştü.
Elbette bu, Suriyeli sığınmacının yaptığı saldırıyı hiçbir şekilde mazur göstermez. Terörün her türlüsü kötüdür, yanlıştır ve kınanmalıdır.
Ama siz bir ülke ve devlet olarak terörü başkalarına karşı desteklerseniz, günün birinde o terör sizi de vurabilir.
Tıpkı Bin Ladin'in 11 Eylül saldırılarıyla eski patronu ve hamisi ABD'yi vurduğu gibi.











Yorumlar